Erdoğan: Kademeli halde kur da faiz de düşecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kur ve faizin kademeli olarak düşeceği bildirisini verdi.

Arnavutluk ziyareti sonrasında medya mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, iktisat gündemine ait değerlendirmelerde de bulundu.

Faizlerde düşüşün başladığını söyleyen Erdoğan, “Bir orta biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Ancak bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da iktisattaki kurallara nazaran şekillenecek. Yavaş yavaş, kademeli bir biçimde, telâşlı olmadan kur da düşecek, faiz de birebir biçimde düşecek” diye konuştu.

Erdoğan Karadeniz gazıyla ilgili de açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın söyleşisinde öne çıkan sözler şunlar oldu:

Öncelikle kur muhafazalı mevduata vatandaşlarımızın teveccühü bizleri şad ediyor. Döviz kurlarındaki oynaklığın azalmasından ve istikrarın devamından pek mutluyuz. Finansal piyasalardaki istikrarın devamına ve TL’ye olan ilginin artmasına yönelik ek çalışmalarımız sürüyor. Başka taraftan biliyorsunuz benim bir savım var; “faiz sebep, enflasyon sonuçtur.” Gerçekten de sonucu, kendini gösteriyor. Enflasyon, düşüşe girmiştir, girecektir. Bu bir sefer kesin. 20 Aralık burada bir dönüm noktası oldu. Enflasyonun gerilemesini beklemek, milletimin hakkıdır, bizim de amacımızdır ve bunu zati başaracağız.

“Kademeli olarak kur da düşecek, faiz de birebir biçimde düşecek”

Lakin faizde de artık düşüşler başladı. Bir orta biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Lakin bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da iktisattaki kaidelere nazaran şekillenecek. Zira bu o denli bir durum ki, daima söylediğim üzere, dere yatağında akar. Burada da motamot bu durumu yakalayacağız. Yavaş yavaş, kademeli bir biçimde, sabırsız olmadan kur da düşecek, faiz de birebir formda düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. 2023’e de esasen bu türlü gireceğiz. Bu enflasyonun da düşüşünü getirir, enflasyon düşecek.

“Karadeniz gazını inşallah 2023’e yetiştireceğiz”

Boru çizgisi üretiminde kullanılacak borular gelmeye başladı. Boruların tamamının yaklaşık 10 farklı seferde limana gelmesi planlanıyor. Her bir boru yaklaşık 12 metre uzunluğunda. Boru çizgisini deniz tabanına yerleştirme süreci yaklaşık 5 ay sürecek. 2022 yılı içerisinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonları yapılacak.

İnşallah 2023’e biz bu işi yetiştireceğiz.

Gazda yeni müjde var mı?

Bekliyoruz. İnşallah. Bütün hayalimiz, Bakanlığın yaptığı çalışmalar, arkadaşların verdikleri bilgiler, bilhassa sismik araştırma gemilerimizin bize verdiği raporlar, daima bu istikamette. Esasen bu işi şöyle muvaffakiyetle neticelendirdiğimiz vakit, ekonomik performans nedir ne değildir diye soranlara inşallah biz oradan gereken yanıtı verme imkanını yakalamış olacağız.

ABD’nin Doğu Akdeniz’deki boru sınırı projesinden çekilmesi

Bu proje temelinde olacak bir iş değil. Bunun bütün tahlillerini yaptılar, baktılar ki bu işin müspet olabilecek bir yanı yok. Yani maliyet hesapları tutmuyor. Amerika bütün adımını esasen kapital üzerinde yürüten bir ülke. Bunun maliyet tahlilleri tutmadığı için de “Bu olacak bir iş değil” diyerek dayanağını çekti. Esasen, burada daima konuşulan nedir? Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Zira şayet buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu lakin Türkiye üzerinden olur. Berat Beyefendi, Güç ve Doğal Kaynaklar Bakanı olduğu devirde bile İsrailli muhatabı, o vakit o teklifle gelmişti. İş bir yere hakikat da gidiyordu. Tahminen biz o vakit İsrail’le o işi bağlayabilirdik. Pekala artık bağlama umudu yok mu? Kurallar oturup konuşulur. Zira bu işin menfaat tahlilleri çok değerli. Aşikâr bir yere de geldik. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüşmelerimiz oluyor. İsrail Başbakanı Bennett daha değişik seviyede haberler gönderiyor. Bütün bunlarla birlikte biliyorsunuz, geçenlerde İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul ettim, onlarla görüşmelerimiz oldu. Şayet biz siyaset yapacaksak siyaset, hengame dövüşle olmaz. Siyaseti barış çizgisinde götürmeye mecburuz.

Bizim Doğu Akdeniz’deki yaklaşımımız malum. Libya ile yaptığımız mutabakatımız var. Libya ile yaptığımız mutabakatla birlikte işi biz resmi bir metne oturttuk. Bu resmi metin üzerinden de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir taraftan dört tane sondaj gemisi, iki tane sismik araştırma gemisi aldık. Bunları biz boşuna mı aldık? Bunlar Karadeniz’de de çalışacak, Akdeniz’de de çalışacak. Bu bahisteki en güçlü altyapıya biz sahip olacağız. Onun için de Amerika’nın olayı, büsbütün ekonomik tahlildir. Bu tahliller sonucunda gördüler ki buradan bir şey çıkmaz.